17 Haziran 2010 Perşembe

Ekinezya-Faydaları


Ekinezya (Koni Çiçeği) (Echinacea purpurea), soğuk algınlığı, grip, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olup; kuru toprak ve ovalar ile seyrek ormanlık arazilerde doğal olarak yetişen çok yıllık bir bitkidir. Uygar dünya bu bitkinin iyileştirici özelliklerini Kuzey Amerika yerli halkından (Kızılderililer) öğrenmiştir

1950’den beri yapılan araştırmalara göre, bitkide bakteri, mikrop ve virüslere karşı oldukça etkili olan maddeler bulundu. Bu maddelerin başlıcaları; echinacoside, poli-sakkaritler (polysaccharides), poli-asetilenler (polyacetylenes), gliko-proteinler (glycoproteins), kafeik asit türevleri (Cichoric Acid), tri-glikosid (triglycoside), betain, seskiterenler (sesguiterpenes), karyofilen (caryophylene) dir. Bitki bu maddelere ek olarak bakır ve demir mineralleri ile tanenler, protein, yağ asitleri ve A, C, E vitaminleri de içermektedir. Ayrıca bitkinin, etken maddelerinin sinerjik etkisi (birlikte oluşturdukları etki) sayesinde bedenin savunma sistemini (Bağışıklık sistemi) güçlendirerek enfeksiyon tedavilerinde yardım sağladığı da bulundu.

Yağda çözünebilen alkilamidler (alkylamides) ve bir kafeik asit glikosidi olan echinacoside maddesi de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. İnsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; Koni Çiçeği’ nin akyuvarların (Beyaz kan hücreleri - Lökosit) sayısını yükselttiği, onların enfeksiyon bölgesine hareketlerini (göçünü) hızlandırdığı ve böylece bakteri, virüs ve diğer yabancı mikro-organizmaların yok edilmesine yardımcı olduğunu göstermiştir. Aslında bu bitkiye en duyarlı hücreler; akyuvarlar, T-Lenfositler (Hücresel Antikor), doğal öldürücü hücreler (Natural killer cells) ve makrofajlar’ dır. Bilindiği gibi makrofajlar; vücudun atık toplayıcıları olup, vücuda giren mikro-organizmaların dokulara yayılmasını önler ve lenf sistemini korur. Doğal öldürücü hücreler ise bu adı kanserli veya virüs enfeksiyonlu hücreleri yok ettiği için almıştır. (Kronik yorgunluk sendromunda bu hücrelerin aktivitesi düşüktür.). Bu nedenle Koni Çiçeği, kronik yorgunluk sendromunda da fayda sağlayabilmektedir.
Ekinezya en yaygın iki viral hastalık olan soğuk algınlığı ve grip’ in önlenmesinde de büyük bir yardımcıdır. Soğuk algınlığının ilk belirtileri görüldüğünde veya öncesinde alınması etkisini daha da güçlendireblmektedir. Bitki, üst solunum yolları enfeksiyonları ve sinüzit için de tedavi edici bir ajan olarak dikkate alınabilir.

Koni Çiçeği, hemen hemen tüm bulaşıcı hastalıklar için de fayda sağlayabilir. Çünkü araştırmalar Koni Çiçeği’ nin sağlıklı dokular ile zararlı mikro-organizmalar arasındaki doğal engeli (bariyer) yok eden bir enzimin oluşumunu önlediğini göstermiştir. T-hücre aktivitesini de hızlandırdığı için romatizmal artrit ve allerji gibi bağışıklık sistemi düzensizliklerinde de kullanılabilir. Ekinezya (Koni Çiçeği), interferon üretimine de yardımcı olmaktadır. İnterferonlar günümüzde özellikle kanser tedavisinde dikkatleri yeniden üzerine çeken, glilko-protein yapısında bir madde olup; virüsle karşılaşan her türlü canlı tarafından hazırlanabilirler. İnterferonların en önemli etkileri, virüslerin çoğalmasını önleyebilmeleridir. Bu nedenle virüslerin yol açtığı grip, uçuk (herpes), deri ve ağızda kızarma, bademcik iltihabı ve genel olarak viral hastalıkların süresini kısaltma bakımından da interferonlar büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle Koni Çiçeği, burun akıntısı ve boğaz ağrısı gibi semptomların şiddetini ve bunlara neden olan rahatsızlığın süresini de kısaltabilir.

Koni Çiçeği’ nin anti-bakteriyel özellikleri ise; yaraların iyileşme süresini hızlandırmakta ve yanık, böcek ısırıkları, irinli yara, sedef, akne (sivilce) ve egzema gibi cilt rahatsızlıklarında fayda sağlamaktadır

3 Haziran 2010 Perşembe

Meyan Kökü-Etkin koruma

Meyan kökü içeriğindeki kortizon sayesinde adisson hastalığının tedavisinde en önemli bitkidir. Ayrıca yüksek şeker oranı sayesinde beyin zarından salgılanan hormonları etkinleştirir ve bezelerin giderilmesini sağlar.

Etken maddeler:

Glisirizin,
Flavon,
Saponin
Kumarin
Nişasta
Glisurutenik asit

Kullanıldığı hastalıklar:

* Bronşit, mide ülseri, soğuk algınlığı, öksürük, egzama, prostat kanseri, hepatit, artrit gibi iltihabi hastalıklarında etkilidir. Karın ağrılarında spazm çözücüdür.
* Bağışıklık sistemini sürekli güçlü tuttuğu için tüm hastalıklara karşı etkin koruma sağlar.
* Bağışıklık sisteminin bozulmasından doğan, tüm hastalıkların tedavisinde (Behçet, sedef, vitiligo, lupus türleri, pernisiöz anemi, hashimoto vs.gibi) sorunlarda diğer tıbbi ve bitkisel tedavilerle birlikte uygulanır.
* Mikro dolaşımı temizleyip, hızlandırıcı etkileri tespit edildiği için, başta beyinsel sorunlar olmak üzere tüm damar tıkanıklıklarında olağan üstü tedavi edici etkisi vardır.
* En bilinen tedavileri akciğer ve karaciğer hastalıkları üzerinedir.
* İdrar tutulmasını ve tansiyonu düzenler.
* Böbreküstü bezi problemlerinde(addison gibi)
* Mide ülseri, mukoza iltihabı, kabızlığa karşı
* Kramp çözücü

NOT: Bitki Ekstraktları dâhilen ılık suya önerilen dozda damlatılarak kullanılabilir.

Karabaş Otu-Sihirli güç

Daha çok, Marmara, Ege, Akdeniz ve Bati Anadolu da makilik bölgelerde yetişen, 40–50 cm boylarında bir bitki olan karabaş otu, oldukça faydalı bir bitki olmakla birlikte, yanlış kullanılması sonucu zararlı olabilecek bir bitki. Oldukça keskin bir kokusu olan karabaş otunun tadı, kekiğe benzer. Faydalarına gelince ;

* Ağrıları dindirir,
*kalbe kuvvet verir.
*Özellikle sigara kullananlar için, balgam sökücü özelliği vardır. *Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır.
*Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır.
* Agrikesicidir. Sinirsel bas agrisi ve uykusuzluga iyi gelir.
* Antiseptik ve yara iyilestiricidir.
* Sara ve astimda yatistirici bir etkisi vardir.
* Balgam söktürücüdür.
* Idrar yollari iltihaplari gidericisi olarak faydalidir.
* Egzama yaralarina iyi gelir.
* Sinir ve kalp kuvvetlendiricidir.
* Akciger ve kan kanseri ve beyin tümörlerinin ilerlemesinde geciktirici etkisi vardir. Bu etki içerigindeki hücre bölünmelerini engelleyenperil alkolile kansere karsi koruyucu ve tümör yok ediciözelliklere sahip olan geraniolmaddesinden ileri gelmektedir.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Mate Çayı'nın etkisi..


Güney Amerika’da, özellikle Paraguay, Arjantin ve Uruguay’da yetiştirilen tropik bir bitkiden elde edildiği için Paraguay çayı olarak da anılıyor. Brezilya, Şili, Lübnan ve Suriye’nin içinde olduğu bir grup ülkede, sosyal hayatta oldukça fazla tüketilen bir çay. Geleneksel olarak su kabağına benzer bir bitki içinde, yanında bir kamış ile sunuluyor. Ancak daha çok tüketiciye ulaşabilmek amacıyla, uzun süre önce çay poşetleri içinde de satılmaya başlanmış. Yoğun bir tarçın aromasına benzeyen tadıyla, oldukça da lezzetli.

Mate çayı dünyada Obezite tedavisinde kullanılıyor. Diüretik (vücuttan su atan) etkisi ile vücuttaki yağ parçalayıcı enzimlerin aktivitelerini engellemesi özelliği bir araya geldiğinde, kilo kaybetmeyi kolaylaştırıyomuş. Bu diüretik etkisi ile, protein ağırlıklı zayıflama diyetlerine olumlu katkı sağlamakta. Diyet yapanlar için çok önemli bir özelliği ise açlık duygusu ve aşırı iştahı engellemesi.

Mate çayı özellikle yoğun spor yapan kişiler için harika bir enerji kaynağı. Hem vücudun hem de zihnin erken yorulmasını engellemekte. İçeriğinde en etkin madde olan matein, kafeine benzemekle birlikte çok daha farklı özellikler göstermekte. Bunlardan en önemlisi kafeinin yarattığı sinirlilik halini yaratmaması. Ayrıca içerdiği caffeoylquinic asitin kafeinle etkileşerek kafeinin emilimini geciktirmesi sayesinde, daha dengeli ve uzun süreli bir uyarıcı etki oluşturmakta.

Demlenmesi kolay. Bir bardak sıcak suya bir tatlı kaşığı kurutulmuş Mate bitkisi katılıyor. 5 dakika haçlanınca içiliyor.

Isırgan Otu faydaları

Isırgan Otu (Urtica diocia / urens); mçok yönlü bir tıbbi bitki. Kökü,yaprakları ve tohumu da rahatsızlıkların şifasında kullanılıyor. Duvar kenarları ve harabeliklerde bol olarak görünür. Yapraklar, Nisan-Haziran döneminde saplarından sıyrılarak toplanır, gölge ve havadar bir ortamda kurutulduktan sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır. Tohumlar, Temmuz-Ağustos döneminde toplanır ve gölgede kurutulur. Kökler ise ikbahar veya sonbaharda sökülür, yıkanarak temizlenir ve gölgede kurutulmaya bırakılır.

Isırganotu Yaprakları, idrar arttırıcı, ödem çözücü, kan temizleyici, demir eksikliğini giderici, kan yaptırıcı, iltihap giderici, kan dolaşımını ve organizmayı uyarıcı etkileriyle; romatizma ve gut, romatizmal eklem deformasyonu, böbrek ve idrar yolları iltihabı, baş ağrıları, prostat büyümesi, mide ve bağırsak ülseri, böbrek ve safrakesesi taşları, güçsüzlük, yogunluk ve bitkinlik halleri, kansızlık ve alyuvarlar eksikliği, tüm allerjik rahatsızlıklar (saman nezlesi dahil), egzema, ergenlik sivilceleri ve fistüller için kullanılmaktadır.

Isırganotu yaprak çayından, koruyucu olarak da günde bir bardak içilir. Bir ısırgan otu küründen sonra, kişi kendini çok kısa bir süre içerisinde eskiye oranla çok daha rahat hisseder, enerji ve çalısma gücü geri gelir. Ödemlerde, ısırganotu bedendeki fazla sıvıyı emerek büyük yararlar sağlar. Kan yaptırıcı özelliği sayesinde, kansızlık solgunluklarında, alyuvarlar eksikliğinde ve anemi de yardımcı olabilir. Egzemalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyleştirmek gerekebilir. Isırganotu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırganotu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir.

Isırganotu Kökü; eğer istenirse her zaman yaprakla karıştırılarak kullanılabilir. Ama öncelikle prostat büyümesine karşı uygulanan tedaviyi desteklemek amacıyla kullanılmaktadır. Saç uzatmada da etkilidir.

Isırganotu Tohumları; öncelikle organizmayı uyarıcı, güçlendirici, ve savunma sistemlerini destekleyici özelliklere sahip olduğu için, yaşlıları güçlendirici olarak kullanılmaktadır.

Isırgan yaprak çayı ve tohum çayı kaynar suya konulup 5-10 dakika demlenerek, kök çayı soğuk suya katılıp kaynatılarak hazırlanır. İçmek dışında el ve ayak banyolarında ve saç yıkamalarında olumlu etki veriyor.

Taze ısırgan otu ezilerek sürüldüğünde bir süre yakıcı etkisi olsa da eklem deformasyonu, romatizma, gut, Siyatik ve lumbago ağrılarına karşı, ağrılı bölgelere iyi gelmekte. Yakıcı etkisi bir süre sonra geçmekte.