26 Haziran 2011 Pazar

Şifalı bitkilerin fayda ve sakıncaları

İlaç firmaları yeni bir ilaç için onay alıp piyasaya sürebilmek için yıllar süren hayvan deneylerini ve çok merkezli klinik çalışmaları tamamlamak ve yüz milyonlarca dolarlık harcamayı gözden çıkarmak zorundadır. Üstelik ilaç çıktıktan sonra da imalat, pazarlama ve dağıtımın sürekli kalite kontrolü gerekir...
Ancak bitkisel ürünlerde bu durum farklı gelişmektedir. İsveç Uppsala Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tom Saldeen sağlık ürünleri satan dükkanlarda balık yağı kapsüllerinin antioksidan etkilerini araştırdığında, ürünler arasında 200 kata kadar farklılık saptamıştır. Bu şu anlama gelir: Faydalı olduğunu düşündüğünüz pek çok ürün aslında oksitleyici etkileriyle bilakis damar duvarlarını tahrip edebilmektedir. Dolayısıyla güvenilir ürünlerin seçimi önem taşımaktadır...

Balık yağı: Omega-3 yağ asitleri (EPA ve DHA) içerir; trigliseridleri düşürür; kan inceltici etkisi vardır; endotel sağlığını korur. Kalp atışlarını düzenler ve ani kalp ölümü tehlikesini azaltır. Günlük doz 1-2 gr’dır (300-600mg’lık 1-2 kapsül). Yan etkileri arasında mide ve gaz yakınmaları bulunur.
Aspirin ve benzeri kan inceltici ilaç kullananlarda dişeti kanamaları ve vücutta çürüklere yol açabilir. 3 gr’ın üstünde aşırı kanamaya neden olabilir.

Nar suyu: Kalifornia Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, 3 ay boyunca günde 240 ml narsuyu tüketen kalp damar hastalarında, kalp kasında az kanlanan bölgelerin daha fazla kanlanmaya başladığı görülmüştür. Narsuyunun bunu antioksidan etkisi sayesinde kalp damarlarının içini saran zarın çalışmasını iyileştirerek gerçekleştirdiği düşünülmektedir.

Oleuropein: Zeytin yaprağının içerdiği ana maddedir ve ona keskin tadını verir. Zeytinyağındaki polifenol içeriğinin de ana maddesini oluşturur. Dr. James R. Privitera, zeytin yaprağı ekstresinin, virüs, bakteri ya da mikropların barınması ve çoğalmasına yol açan amino asit üretimini engellediğini, virüslerin hücre zarına müdahalesini önlediğini ve bağışıklık sisteminin mikropları yutma özelliğini arttırdığını göstermiştir. Bunun sayesinde damarların iç yüzeyinin alev alması ve yangı oluşturması engellenerek damar sertliğinin başlangıç safhalarında önüne geçilebilinir...
Zeytin yaprağı ekstresinin mikrop karşıtı etkisine ek olarak antioksidan etkisi de vardır. Kötü kolesterolün oksitlenmesini engelleyerek kalp damar hastalığının başlangıcını oluşturan endotel tahribatını durdurur. Ayrıca serbest radikalleri avlar. Kalbi besleyen damarları genişleterek kalbe kan akışını arttırır. Kan basıncını düşürür ve kalp atışlarını düzenler.
Sağlıklı bireyler için enerji sağlayıcı ve koruyucu etkisinden faydalanabilmek üzere alınması gereken günlük doz, biri sabah kalkınca, diğeri öğlen yemeğinden 2.5 saat sonra aç karnına alınmak üzere 500 mg’lık 2 kapsüldür. Hastalık durumunda ise doz, her 4 saatte bir ya da iki kapsül 500 mg’lık kapsül olabilmektedir.
Zehirlenmeye yol açan dozu bulunmamakla birlikte, vücutta hızlı bir şekilde çok fazla sayıda mikrop ya da bakterinin ölümüne yol açtığında, Herxheimer reaksiyonu denen, gribal ya da allerjik bir tablo yaratabilir. Ancak bu durum en geç bir hafta içinde geçer. Eğer bu tarz şikayetler gelişirse dozu azaltmakta fayda vardır.

Sarımsak: etken maddesi allisindir. Aynı zamanda kokusunu ve keskin tadını da bu madde verir. Allisin oda sıcaklığında 3 saatte ya da 20 dakikalık pişirme sonrasında parçalanır.
Kolesterolü ve tansiyonu düşürücü etkisi vardır; hafif kan inceltici etkisi de bulunur. Günlük bir diş önerilir; hap formu da mevcuttur.
M.S. ilk yüzyılda Dioscorides sarmısağın “damarları temizlediğini” söylediğine tanık oluruz. 2. Dünya Savaşı’nda mikroplara karşı direnme etkisinden ötürü “Rus penisilini” olarak adlandırılmıştır; çünkü Rus hükümeti bu dönemde ellerindeki antibiyotikler tükenince yerine sarmısağı kullanmıştır.
Sarımsak, toplam kolesterolü %9-12 oranında düşürür; ancak bunun için en az 1 ay kullanılmalıdır. Kötü kolesterolün oksitlenmesi üçte bir oranında azalır. 1-3 ay içinde 1-2 diş sarımsak tansiyonu % 8 oranında düşürür (ortalama 8/5 mmHg).
Çiğ ya da pişmiş 1-2 diş sarımsak ya da 600-900 mg sarımsak tozu günlük yeterli dozlardır.
Ihlamur (tilia europea): Çay olarak içildiğinde stres ve endişe kaynaklı kalp sorunlarına, özellikle atış düzensizliklerine iyi gelir; idrar söktürücü etkisi vardır.

Limon: Stres ve endişe ile ilişkili kalp çarpıntılarında 4 limonun suyunu 250 cc suyla karıştırıp hafif soğutun; hatta balla tatlandırabilirsiniz. Bu karışımdan günde 1-2 bardak içebilirsiniz.
Soğan: Özellikle kırmızı ve sarı soğan “Quersetin” isimli antioksidan maddeden zengindir. Kan inceltici etkisi vardır; yağlı gıda tüketildiğinde bir dilim soğanın bile faydası olur.

C ve E vitaminleri: Antioksidan alımını arttırmanın en iyi yolu günde 7-9 değişim miktarında meyve ve sebze tüketmektir. E ve C vitaminleri kullanımı ise düşük dozlarda tercih edilmelidir. Ayrıca bu vitaminlerin kan inceltici ilaçlarla etkileşim gösterdiği unutulmamalıdır.

Zencefil: Kolesterolü düşürür; kan inceltici ve antioksidan etkisi vardır; sindirimi kolaylaştırır; ancak kan inceltici hapların etkisini arttırarak kanamaya yol açabilir.

Ginkgo: Kan dolaşımını düzenler; özellikle hafıza ve zihinsel işlemlerde kolaylık sağlar; ancak etkileri 3-4 ay sonra ortaya çıkar; kan inceltici hapların etkisini arttırır.

Ginseng: Yaşlanmayı yavaşlattığı, zihinsel ve bedensel kapasiteyi arttırdığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği tarih boyunca gösterilmekle birlikte hipertansiyonlu hastalarda kesinlikle kullanılmamalıdır.

Selenyum: Kalp krizini önlemede ek selenyumun faydası olmadığı gösterilmiştir. En iyi kaynak kabuklu kuru yemişler, tam tahıllı gıdalar ve deniz ürünleridir. Günde 55 mcg alınması yeterlidir ve bu dozu besinlerle zaten alırız. Çin ve Rusya’nın belirli bölümlerinde toprak selenyumdan fakir olduğu için buralarda yaşayanlara selenyum eklenebilir.

Alıç: Almanya’da hafif kalp yetersizliği bulunanlarda kalp kasını güçlendirici olarak kullanılmaktadır.

Kereviz: Özellikle zihinsel stres sonrası salgılanan bazı hormonları azaltarak tansiyonu düşürür. Etken madde 3-n-bütil fitalid’dir.

Biberiye: borneol içeriğinden ötürü damar genişletici etkisi vardır. Kalbe ve beyne giden kanı arttırır. Spazm önleyici, ağrı giderici, gerginlik azaltıcı ve damar genişletici özelliklerinden ötürü angina tedavisinde kullanılabilir.

Üzüm çekirdeği ekstresi: flavonoid (OPC) içeriğinden ötürü güçlü bir antioksidandır. Varis tedavisinde kullanılmaktadır.

Yeşil çay: flavonoid içeriğinden ötürü güçlü bir antioksidandır. Kolesterol ve tansiyonu düşürür; kan inceltici etkisi vardır. Diş çürümelerine ve dişeti hastalıklarına karşı korur. Günde 3 fincan içilmesi önerilmektedir.

Adaçayı: Kan dolaşımını düzenler. Halsizlik ve yorgunluk giderici etkisi vardır. Hastalıklardan toparlanma döneminde iyileşmeyi hızlandırır. Günde üç fincan tüketilebilir.

Oğulotu: Vücudu saran damarları genişleterek tansiyon düşürücü etki gösterir. Spazm giderici etkisinden ötürü sindirim sistemini rahatlatır. Kalp güçlendirici etkisi bulunur. Sinir sistemini rahatlatarak uykusuzluk şikayeti olanlarda yarar sağlar.

Kalp damar hastalarına verilmemesi gerekenler:

Efedra: Soğuk algınlığı ilaçlarında ve burun damlalarındaki efedrin ve psödoefedrin maddeleri kalp atışlarını ve tansiyonu yükseltir. Ayrıca kilo verme, enerjiyi ve dikkati arttırma gibi nedenlerle de kullanılan efedra, amfetamin benzeri etki yapar; çarpıntı, sinirlilik hali, başağrısı, bulantı ve uykusuzluğa yol açar. Ancak tehlikeli olanı nabzı ve tansiyonu yükselterek ritm bozukluğu ve hipertansiyona yolaçmasıdır.

Glisirhizik asit: Böbreklerden potasyum atılmasına neden olarak kalbin düzensiz atmasına yol açar; kalp atışlarındaki düzensizlik ani ölümle dahi sonuçlanabilir.

Meyankökü: Kalp ilacı kullananlar kesinlikle almamalıdır; tansiyonu yükseltir.

Özellikle digoksin, idrar söktürücü, şeker düşürücü, coumadin gibi kan incelticiler kullanıyorsanız, bitkisel ürünleri kullanmadan önce mutlaka kardiyoloğunuzla görüşmeniz gerekmektedir.

Doç. Dr. Ayşe EMRE
Siyami Ersek Kalp Merkezi
Kardiyoloji Şef Yrd.

-bizimsaglik.com'dan alıntıdır.

17 Ocak 2011 Pazartesi

Adaçayı


Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir.

Kanı temizler, karaciğere dosttur.

Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder. Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır. Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar. Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır. Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır.

Bademcik iltihaplarına ve ülsere yardımcı

Adaçayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir. Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi. Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar. Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanısıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada adaçayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır. Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı sıra, adaçayının çok değerli bir baharat olduğunu ve böylece mutfaklara girdiğini de unutmamak gerekir.

Kullanış şekilleri

Çay hazırlamak : Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.

Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutlmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.

Tentür Kullanımı : Günde 3 kere, 15-20 damla kadar D2 inceltisindeki tentür, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılabildiği her yerde tentür de kullanılabilir.

Karışımlar: Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle, sindirim sorunlarında ise Mayıs papatyası ile eşit oranda karıştırılır.

Adaçayı Sirkesi : Geniş ağızlı bir şişe, çayır adaçayı çiçeği ile doldurulur, çiçeklerin üstüne çıkacak kadar doğal üzüm sirkesi eklenir ve şişe 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve süzülür.

Oturma banyosu : İki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.

Bu uyarılara dikkat!

Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı (tansiyon) yükselebilir. Dölyatağı (Rahim) kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılmaz. Annelerin süt üretimini durdurur. Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen başka bir yan etkisi yoktur.

KAYNAK: hekimce.com

25 Aralık 2010 Cumartesi

Kansere karşı bitkiler..

Bazı bitki türlerinin, kanser türleri ile mücadelede etkili olduğu belirtilirken, biberiye, brokoli, dut, greyfurt, nar, üzüm ve yeşil çayın kansere karşı koruyucu etkisi olduğu bildirildi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin'in kaleme aldığı ''Hangi Kansere Hangi Bitki?'' adlı kitap okurla buluştu.

Sezgin, kitabın ön sözünde, günümüzde kanser tedavisinin başarısının artırılması konusunda çok yoğun çalışmalar yapıldığını, araştırmaların önemli bir bölümünün ilaç geliştirme çalışmalarının oluşturduğunu belirterek, yeni ilaçların geliştirilmesinde karada ve denizde bulunan bitkilerden ve bitkilerde bulunan maddelerden faydalanıldığını vurguladı.

Bugün kullanılan ilaçların önemli bir kısmının doğal ürünlerden geliştirildiğini ifade eden Sezgin, çalışmalarda doğal ürünler içindeki çeşitli maddelerin kansere karşı etkinliklerinini değerlendirildiğini ve etkili olan maddeler ayrıştırılarak, ilaç geliştirme safhasına alındığını belirtti.

Kanser tedavisinin, şifalı bitkilerin tıbbi tedavi amacıyla kullanılması yoluyla yapılmasının hiçbir bilimsel fitoterapi (bitkilerle tedavi) otoritesi tarafından kabul edilmediğine dikkati çeken Sezgin, ancak yayımlanan makale ve araştırmalarda, fitoterapik ürünlerin, kemoterapi, hormonal tedavi veya radyoterapi gibi kanser tedavilerinin yanında kullanıldığının belirtildiğini anlattı.

Sezgin, birçok çalışmanın ilaç-ilaç etkileşimi olduğu gibi ilaç-bitkisel tedavi arasında etkileşim olabildiğini ve tedavinin etkinliğini bozabildiğini gösterdiğini vurgulayarak, bu nedenle kanser tedavisini takip eden onkoloji veya hematoloji uzmanının, alternatif tıp yaklaşımları ile ilgili bilgi sahibi olması gerektiğini kaydetti.

AA muhabirinin kitapta yer alan bilgilerden derlediği bilgiye göre, kanser tedavisinde etkili olduğu belirtilen bitkiler ve etkili olduğu kanser türleri şöyle:

''- Aloe veranın, hücre, hayvan ve insan çalışmalarında bağışıklık sistemini düzenleyici etkilerinin bulunması nedeniyle cilt kanserlerinden korunmada yararlı olabileceği düşünülüyor.

- Arı poleni, akciğer, beyin, kalın bağırsak, lösemi, malign, melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Ayrıca akciğer kanserine karşı koruyucu.

- Biberiye, akciğer, cilt, kalın bağırsak, lösemi ve meme kanserine karşı koruyucu.

- Karayılan otu, prostat kanserinin tedavisinde etkili.

- Brokoli, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak ve meme kanserleri ile mücadelede etkili aynı zamanda bu kanserlere karşı da koruyucu.

- Buğday çimi, meme kanserinde etkili.

- Cezayir menekşesi, çeşitli organ kanserleri, lenfoma ve löseminin tedavisinde yardımcı. (Ancak, doktor kontrolü dışında kullanılmaması gerekir. Zararlı yan etkiler yapabildiği unutulmamalı)

- Çemenotu, kalın bağırsak, karın zarı, kemik, lösemi, meme kanserinin tedavisinde etkili.

- Çörekotu, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, karın zarı, lösemi, lenfoma, meme, pankreas, prostat, yumuşak doku kanserlerinin tedavisinde yardımcı.

- Devedikeni, akciğer, baş-boyun, idrar yolları ve idrar torbası, kalın bağırsak, prostat kanserine karşı etkili.

- Dut, kanser hastalarına destek gıda olarak dikkati çekiyor. Beyaz, kara ve kırmızı dut, yüzyıllardır geleneksel Çin ve Japon tıbbında kullanılıyor.

- Ekinezya, kalın bağırsak ve pankreas kanserinde etkili.

- Greyfurt, kansere karşı koruyucu etkisi var. Ancak son yıllarda yeni anlaşılan greyfurt-ilaç etkileşimleri unutulmamalı.

- Isırganotu, prostat kanserinde etkili.

- Karahindiba, kalınbağırsak, karaciğer, lösemi, malign melanom, meme ve rahim kanserinin tedavisinde yardımcı olabileceği düşünülüyor.

- Keten tohumu, kalınbağırsak, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili.

- Kızılcık, akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, meme, prostat, yemek borusu ve yumuşak doku kanserlerinde etkili.

- Kudret narı, baş-boyun, cilt, idrar yolları ve idrar torbası, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserlerinde etkili.

- Nar, baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerinde etkili. Narın, ayrıca kansere karşı koruyucu etkisi var.

- Ökseotu, akciğer, baş-boyun, karaciğer, karın zarı ve meme kanserinde etkili.

- Sarımsak, meme kanserinde etkili. Sarımsak, ayrıca kalınbağırsak, mide ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etkisi bulunuyor.

- Üzümün, kansere karşı koruyucu etkisi var. Günümüzde üzüm çekirdeği ve kabuğunda bulunan kimyasal maddelerin kuvvetli antioksidan olduğu gösterilmiştir. Üzümde bulunan kimyasal maddelerin, kanser, kalp-damar hastalığı, santral sinir sistemi hastalıkları üzerine koruyucu ve tedavi edici özellikleri olduğu saptanmıştır.

- Yabanmersini, kalınbağırsak ve lösemide etkili.

- Yeşil çay, akciğer, baş-boyun, beyin, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme ve prostat kanserinde etkili. Siyah çayın fermente edilmemiş hali olan yeşil çayın ayrıca, kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor. Hem siyah hem de yeşil çay bol miktarda antioksidan madde içeriyor. İçinde polifenoller daha yüksek oranda olduğu için yeşil çay, siyah çaydan daha faydalı. Yeşil çay, kuvvetli antikanserojen, antioksidan ve kilo kaybettirici bir besin maddesi. Yeni yapılan bir çalışma, yeşil çay ve üzüm ekstraktlarının (Kurutulmuş bitkilerden, özel yöntemler kullanılarak elde edilen, ilaç ham maddesi olarak da kullanılan bitki özleri), kansere karşı birbirlerinin etkilerini artırdığını ortaya koydu.

- Zencefil, akciğer, kalın bağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserinde etkili. Zencefilin kanser hücrelerine etkisiyle ilgili laboratuvar çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalarda, zencefilin akciğer, kalın bağırsak, malign melanom, meme, mide, karaciğer, pankreas, yumurtalık kanseri ile lösemi ve lenfoma hücrelerini öldürdüğü saptandı.

- Zerdeçal, baş-boyun, cilt, idrar olları ve torbası, kalın bağırsak, meme, mide, pankreas ve rahim ağzı kanserinde etkili. Yeni yapılan çalışmalar, zerdeçalın normal olmayan hücrelerin ve kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediğini ortaya koydu. Zerdeçalın, özellikle kanser hücrelerinin yaşamasını sağlayan enzimin aktivitesini azalttığı belirlendi.''

(AA)

11 Aralık 2010 Cumartesi

Demir Dikeni, Çoban çökerten


Demir Dikeni, Çobançökerten,Tribulus terrestris


Demirdikeni (Tribulus terrestris); tek yıllık, çiçekli bir bitkidir. Dünyanın birçok yerinde doğal olarak yetişir. Genellikle bahçelerde yabani ot olarak bilinmektedir. Hindistan ve Afrikada bol miktarda yetişmektedir. Toprak üzerine yatık olarak bulunur. Yaprakları bileşik, 10-16 yaprakçıklı olup, çiçekleri küçük ve açık sarı renklidir. Meyveleri 10 mm kadar çapında ve boynuz şeklinde sivri uçlara sahiptir. Kökleri alkaloid, resin, azot ve sabit yağlar; meyveleri %5 yağ, peroxidase, diastase, az miktarda glikosid resin, proteinler ve inorganik maddeler içerir. Protein yüzdesi yaklaşık %10-11 civarında olup; altısı temel olmak üzere ondört amino asit içerir. Sap ve gövdesi nişasta, fructose ve sucrose açısından zengindir. İçerdiği carboline saponinler (harmine, harmaline, harman, tetrahydroharmine), steroidal saponinler (çoğunlukla furostanol) bitkiden değişik yöntemlerle ayrıştırılabilmekte ve bitki ekstrelerinde oranları standart hale getirilebilmektedir.

Kullanım amacı bazı kültürel farklılıklar gösterse de yıllardır Hindistanda kuvvet verici (tonik), cinsel fonksiyonların düzenlenmesi, özellikle kadınlarda yumurtlama, erkeklerde iktidarsızlık ve her iki cinstede cinsel istek arttırıcı olarak kullanılmaktadır. Yakın zamanda fitness, zindelik ve canlılık artıcı özellikleri sporcu, atlet ve vücut yapıcıların dikkatlerine sunulmuştur. Demirdikeni ayrıca değişik kültürlerde anti-inflamatuar, anti-artrit, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için de kullanılmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre; demirdikeni vücudumuzda özellikle karaciğer tarafından belirli hormonları üretmek için kullanılan temel yağ asitlerinin (EFA) emilimini kolaylaştırmaktadır. Demirdikeni, testesteron seviyesini LH seviyesini arttırarak yükseltmektedir. Bağımsız çalışmalar demirdikenini testesteron seviyesini yükseltmek, normal seviyesini korumak ve kas gelişimini desteklemek için önermektedirler. Testesteron, erkeklerin güçlü fiziklerini, kaslarını ve hatta vücutlarındaki yağ miktarını bile ayarlayan bir hormondur. Erkeklerde er bezinde (haya, testis) üretilen androjen hormonlarının en önemli üyesi olan testesteron kas gelişimini sağlar, vücut kıllanmasını düzenler, spermleri olgunlaştırır ve cinsel gücü arttırır. LH ve FSH hormonları her iki cinste de (kadın ve erkek) hipofiz bezi tarafından üretilirler. Bunlar eşeysel bezlerimizin (kadınlarda yumurtalık, erkeklerde erbezleri) fonksiyonlarını kontrol ederler. Demirdikeni bu iki hormonun dengelenmesine yardımcı olmaktadır. Demirdikeninin bu faydalı etkilerinden yararlanabilmek için düzenli olarak 30-60 günlük bir kullanım süresi önerilmektedir.



Faydaları ve Kullanım Alanları:

· Kas gücünü, vücut dayanıklılığını ve fiziksel performansı arttırcı (özellikle yoğun egzersiz yapan sporcularda),

· Vücut enerjisinin ve dayanıklılığının arttırılması,

· Fiziksel, zihinsel, duygusal dinçlik ve kuvvet verici,

· Erkeklerde testesteronu arttırıcı, dengeleyici ve normal seviyesini koruyucu,

· Erkek menopozu (andropoz) semptomlarını azaltıcı,

· Erkeklerde sperm sayısı, miktarı ve hareketliliğinin arttırılması,

· Cinsel fonksiyonları düzenleyici,

· Erkeklerde iktidarsızlık, sertleşme (ereksiyon), kadınlarda yumurtlama problemlerine karşı yardımcı,

· Her iki cinste de cinsel istek ve libido arttırıcı,

Kırkkilit otu-At kuyruğu otu


Kırkkilit (Equisetum arvense), Atkuyruğu Otu, Zemberekotu, Çamotu, Kırkboğum, Tilkikuyruğu Otu,Süpürge otu ve Katırkuyruğu Otu olarak da tanınır. İlkbahar başlangıcında, derinlere kök salmış olan köksaptan, önce spor taşıyıcı kahverengi başak sapları çıkar. Düzgün yapılı küçük çam ağaçlarını andıran yeşil yaz kuyruğu ise daha sonra çıkar. Çok yıllık, otsu ve çiçeksiz bitkilerdir. Gövdesi silindir biçiminde, dallı veya dalsız, yeşil veya esmer-yeşil renkli, sert ve içi boştur. Yaprakları çok küçük, pul biçiminde ve sivri uçludur. Spor ile çoğalırlar. Spor keseleri verimli gövdelerinin uçlarında başak şeklinde toplanmışlardır. Türkiye'de 7 kadar türü yetişmektedir. Saponin, %60-70 silisilik asit (Silica), potasyum tuzları, tanen alkaloitler içerir. Toplanacak bitkiler, 25-60 cm boyunda ve sapı ince (3-6 mm civarında) olan türlerdir (Equisetum arvense) ve nemli topraklardan, tarla aralarından ve dere kıyılandan toplanır. Kırıkilit Otu Mayıs-Haziran döneminde, henüz canlı yeşil rengini korurken, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. İğne yapraklar gövdeden kolayca ayrıldığında kuruma tamamlanmış olur.

Özellikle ciğer, böbrek ve mesane rahatsızlıkları ve kan dindirme konusundaki etkisi çok iyi bilinir.

Kırkkilit, halk hekimliğinde yaralar ve şişliklerde de oldukça etkin bir şekilde kullanılır. Kemiğe kadar işlemiş ve çürümeye başlamış yaralarda kötüleşmeye başlamış şişliklerde sıcak lapa olarak kullanılırdı.
Yine eski halk hekimleri belli bir yaşa gelmiş insanların devamlı olarak günde bir fincan Kırkkilit çayı içmelerini sağlık verirler. Kırkkilit tüm romatizmal ağrılar, gut, varis ve sinir ağrılarında etkili bir rahatlatıcı olarak bilinir.

Kırkkilit özellikle mesane rahatsızlıklarında oldukça etkilidir. İdrar söktürücü etkisi nedeniyle böbreklerde taş oluşumuna karşı kullanılabilir. Sıcak Kırkkilit banyolarının da yardımıyla küçük taşları düşürmek işten bile değildir.
Aynı zamanda vücudun su topladığı durumlarda ağır iltihaplı hastalıklarda su toplanması durumunda oldukça faydalıdır. Buna göğüs içi su toplanması da dahildir.
Böbreklerin ağır baskı altında kaldığı zorlu doğumlardan sonra annelerde karşılaşılan görme bozukluklarının giderilmesinde Kırkkilit çayları ve banyosu faydalıdır.
Pek çok hallerde depresif durumların titiz bir şekilde izlenmesi sonucu olayın böbrek fonksiyonlarının yetersizliği veya düzensizliğinden ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Kırkkilit çok başarılı bir böbrek şifacısıdır. Bu konuda bitkiler arasında adeta eşsizdir.

Vücuttan su atılması gereken pek çok durumda doktora danışıldıktan sonra diğer tüm ilaçlar 4-5 günlüğüne kesilerek günde 5 fincan at kuyruğu yudum yudum acele etmeden içilir. Burada ritim 10- 15 dakikada bir yudum şeklinde olmalıdır. Bu şekilde vücuttaki tüm biriken suyu dışarı atmayı başarırsınız. Aynı şekilde böbrek ve mesane rahatsızlıklarında bu kür aynen uygulanabilir. Aynı şekilde böbrek havuzu iltihaplarında Kırkkilit banyoları harikalar yaratabilir.

Kırkkilit otu kaşıntılı cilt hastalıkları, iltihaplı cilt enfeksiyonlarında uyuz ve kelleşme hallerinde bile kullanılabilir. Bu durumlarda atkuyruğu usaresi ile kompresler yapmak oldukça faydalıdır. Kırkkilit banyoları iltihaplı tırnak yaralanmaları, kronik yaralar, egzama ve mayasıl çeşitlerine ve lupusa faydalıdır. Hemoroidlerde taze atkuyruğu lapası etkili bir ilaçtır.
Kan durdurucu etkisi ve akciğerler üzerindeki etkisi
Burunda meydana gelen ve durmayan kanamalarda soğutulmuş Kırkkilit usaresi kompres olarak konulur. Kırkkilidin kan durdurucu etkisi bununla sınırlı değildir. Mide kanamaları, hemoroid, ciğer kanamaları ve rahim kanamalarında kan durdururcu olarak kullanılabilir. Özellikle ağrılı kadın hastalıklarında oturma banyosu olarak kullanılması da tavsiye edilir.
Kan durdurucu olarak kullanıldığı hallerde çaya konan Kırkkilit miktarı artırılır. Normalde 250 ml. suya toz hale getirilmiş bir çay kaşığı Kırkkilit konurken bu durumda üç çay kaşığı kullanmakta fayda vardır.
Kırkkilit içindeki silisik asit sayesinde özellikle akciğer tüberkülozu, kronik bronşit ve diğer ciğer zafiyetlerinde en iyi ilaçlardan biridir. Bazı bitki uzmanlarınca kötü karakterli tümörlerin ilerlemesini baskı altına aldığı ve yavaşlattığı da rapor edilmiştir

Kırkkilit veya diğer adıyla Atkuyruğu bademcik iltihabı, ağız iltihapları, diş eti kanamaları damak ve boğazdaki polipler gibi durumlarda gargara olarak kullanılabilir. Bu özelliği ile adaçayına çok benzer.

Kırkkilit travmaların haricinde kramplı mide şikayetlerinde, karaciğer ve safra kesesi ağrılarında rahatlatıcı etkisiyle ün yapmıştır. Omurga, bel kemiği ağrıları boyun tutulmalarında da kompresler ve banyolar oldukça sık kullanılan yöntemlerden biridir.

Kronik egzama, damar tıkanıklığı, mayasıl ve düz tabanlığın meydana getirdiği hastalıklara faydası vardır.

Mühim bir etkisi de, metabolizma ve bağ dokusu direncini arttırmasıdır.
Bu sayede eklemlerin romatizmal hastalılarında eski kırık kemik ağrılarında, hanımlarda üreme organları kaynaklı, mikrobik hastalıklara bağlı olmayan ağrılara faydalıdır.

DİKKAT: Çok fazla dozda kullanımında olumsuz yan etkiler görülebilir.

Çay olarak kullanılan ve usare çıkarılanları daha kuru yerlerden orman kenarları ve patikalardan toplananlarıdır. Kaynar suda 10-15 dk demlenip, yavaş yavaş içilir.

12 Kasım 2010 Cuma

Civan Perçemi


Achillea millefolium-Civan Perçemi

Diğer isimleri :

Binbiryaprak, Yaşlı Adam Biberi, Asker Yarası, Şövalye Binyaprağı, Bin ot, Burun kanaması, Marangoz Otu, Kan değeri, Sağlam Ot

Yetiştiği yer

Civanperçemi, yıl boyu süren, Avrupa ve Asya’nın yerel şifalı otudur. Kuzey Amerika’da ve dünyanın diğer tüm ülkelerinde kabul görmüştür. Civanperçemi çok yaygın olarak yol kenarları boyunca, eski alanlarda, çayırlarda, doğudaki meralarda, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Kanada ‘da bulunmaktadır.

Yetiştirilişi

Civanperçemi, verimsiz topraklarda bile kolaylıkla yetiştirilir. Kuru toprağı, güneş gören bir şekilde yerleştirmeniz tavsiye edilir. Bu bitki çok iyi bir dosttur.

Tanım

Civanperçemi 10 – 20 inç yüksekliğinde büyür, tek dallıdır, lifli ve tüylüdür. Birbiri ardına sıralı olan yaprakları 3 – 4 inç uzunluğunda ve 1 inç genişliğindedir. Tabanındaki göbeği daha geniştir, dalını kavrar. Yaprak şekli, çok parçacıklar halinde aşk merdiveni gibi kesik kesiktir. Yaprakları koyu yeşildir üstü tüylerle kaplı bir görüntü verir. Çiçekleri, çeşitli ve üzeri düz demetler halindedir, beyaz çiçeklerinin tepeleri küçük ve pek çok kalabalık çiçekten ibarettir. Minicik olan çiçeklerinin her biri papatyayı andırır. Tüm bitki daha çok veya az tüylüdür, beyaz çiçekli olanın tüyleri ipek gibidir. Çiçekleri Mayıs – Ağustos arası açar. Dalı büzgülüdür, yaprakları ve çiçeği açar ve kuruduktan sonra şifalı ot olarak kullanılır. Kuru olan bu şifalı ot baharat olarak ya da tat vermek için yenilebilen bir bitkidir, adaçayı gibi keskindir.


Özellikleri

Civanperçemi ilaç gibi kullanılabilen, çok değerli bir şifalı ottur. Birçok bilimsel kanıtıyla alternatif tıpta, bir antiseptik *( cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına dıştan uygulanarak kullanılan antimikrobik madde), antipasmodik *( spazmı önleyen veya yok eden madde), astrenjan *( vücutta yumuşak dokuların kasılmasını sağlayan, kanamayı ve salgılamayı kontrol altına alan madde), karminatif *( mide ve bağırsaklardaki aşırı gazı yok eden madde), diyaforetik *(terlemeyi arttıran madde), sindirimi kolaylaştırıcı, uyarıcı *( psikiyatride; beyin ve sinir sisteminin işlevini hızlandıran kimyasal madde), tonik ve vazodilator *( damar düz kasını gevşeterek damarı genişleten) olarak kullanılır. Civanperçemi, soğuk algınlığı, kramplar, ateşlenmeler, böbrek düzensizlikleri, diş ağrılarına karşı, tahriş olmuş cilde, kanamalar ve kadınların adet dönemini düzene sokmak için kullanılır. Safra akışını uyarıcıdır ve kanı temizler. Şifalı çayı, şiddetli soğuk algınlıkları ve gripler için, mide ülserleri için, mide krampları, apseler, travma ve kanamalar için ve iltihap azaltıcı olarak kullanılan çok iyi bir ilaçtır.

Reçete

Bir aromatik çaya : 1 çay kaşığı kurutulmuş otu 1 fincan kaynamış suya ekleyin, tadını tatlılaştırmak için 10 dakika demlemeye bırakın. Yatma vaktinde alınız.

Kandil çiçeği, bindir yaprak otu adlarıyla da tanınan civanperçemi bitkisi, özellikle kadınlar için vazgeçilmez bir yardımcıdır. Hem bitki uzmanı hem de bir rahip olan Kneipp yazılarında civanperçemi için söyle der; "arada sırada da olsa, hanımlar ona el atsalardı pek çok hastalığı çekmemiş olurlardı."

Bu bitki, bayanların sancılı ve depresif gecen regl dönemlerinde, menopoz öncesi ve sonrası çekilen rahatsızlıklarda çok etkilidir.



Ayni zamanda kadınların üreme organları için de pek çok faydası vardır. Rahim kanseri, çeşitli rahim rahatsızlıkları, yumurtalık iltihaplarında içilen civanperçemi çayları çok yararlıdır. Miyomlar ve beyaz akıntılar için, yarım banyolar tavsiye edilebilir.

Yarım banyo için; 100 gr civanperçeminin yaprak ve çiçekleri tam olarak geceden soğuk suyun içine konur. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılıp, banyo suyuna ilave edilerek kullanılır. Yalnız banyo sırasında böbrek bölgesi suyun dışında kalmalıdır. 15 k. suda kalınır banyo sonrası kurulanmadan havluya sarınarak bir saat kadar dinlenilir.

Çay; Bir dolu tatlı kasığı civanperçemi ¼ litre kaynar suya ilave edilerek 3 k. demlenir, sonra süzülerek, sıcak olarak yudum yudum içilir. Oldukça acı olan bu çayı içerken, şeker, tatlandırıcı gibi ilaveler yapmamak gerekir. Bitki çaylarına eklenen bu ilaveler, bitkilerin içindeki kimyasal maddelerle reaksiyon verebilirler. Maksimum fayda sağlamak için bunlara dikkat etmek gerekir. Bizim bayanlara tavsiyemiz, hiç olmazsa yılda iki kez birer haftalık kür olarak bu bitkiyi tüketmeleridir.

Eski şifa kitaplarında civanperçemi “tüm hastalıkların çaresi” olarak anılır. Kanı temizleme özelliğine sahip olan bu bitki, ayrıca Hepatit-B, mide, hazımsızlık, romatizma, karaciğer rahatsızlıkları, bağırsak iltihapları ve hareketlerini düzenlemede çok faydalıdır.

Civanperçemi, dolaşım sistemi rahatsızlıklarında ve damar spazmlarını hafifletmek için de tavsiye edilir.

Bitkinin kullanılan kısmı, yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Dallar ve çiçekler henüz tamamen açılmadan toplanır ve gölgede kurutulur. Bitkinin bu kısımları uçucu yağ, sabit yağ ve acı glikozit maddelerini ihtiva ederler. Kuvvet verici, uyarıcı, idrar ve gaz söktürücüdür. İçersindeki Sincolden dolayı antiseptik, balgam söktürücü ve midevidir. Yara iyi edici bir özelliği vardır. Basurda sulu hulasası fitil halinde verilir.

Hayatımızdan ayrı düşünemeyeceğimiz bir şifalı bitkidir. Türkiye'de 40 kadar civanperçemi türü bulunmakta ve bunların birçoğu kullanılmaktadır. Türlerine göre 5-100 cm yükseklikte, yapraklar yünlü gibi tüylü ve parçalı, çiçekleri ; beyaz, fildişi beyazı, soluk sarı veya altın sarısı rengindedir. Çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Mavimtrak renkli bir uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağda azulen, limonen, sineol, borneol, pinenler, seskiterenler vardır. Bitki çayırlarda, dar tarla yollarında, yol kıyılarında ve tahıl tarlalarının kenarlarında kümeler halinde yetişir. Güneşli havalarda çevresine aromalı keskin bir koku yayar. Aslında çiçekleri, güneşin en etkili olduğu saatlerde toplamak gerekir, çünkü o sıralarda eterli yağları ve şifalı gücü doruk noktasında olur. (Referans2: Prof. Dr.Turhan Baytop)

Civanperçemi oturma banyoları da sağlık için çok yararlıdır. Kol ve bacaklardaki sinir iltihaplanmalarında, civanperçemi katkısıyla yapılacak kol ve bacak banyoları çok rahatlatıcıdır. Fakat, bitki öğle güneşinde toplanmalıdır.

Dr. Lutze, civanperçemini şu hastalıklara öneriyor: (Referans1: M.Treben)

· Kanın kafaya sancılı biçimde basıncı

· Baş dönmesi

· Bulantı

· Göz sulanması eşliğindeki göz rahatsızlıkları

· Göz sancıları

· Burun kanaması

· Hava şartlarından kaynaklanan migren krizi

Düzenli olarak içilen bitki çayı ile migren tümüyle iyileşebilir. Bedeni temizleyici etkisi sayesinde, yıllar boyu yer etmiş hastalıkları bedenimizden

dışarı atabiliriz. Civanperçeminin en iyi biçimde ve doğrudan kemik iliğini etkilediğini ve orada kan üretimini düzene soktuğunu özellikle belirtmek gerekir. Bu gücü sayesinde bitki, kemik iliği hastalıklarında, çay kürleri, banyolar ve tentür kullanımı yolu ile yardımcı olabilir. Mide kanamalarında ve basur (hemoroid) kanamalarında olduğu kadar, mide basıncı ve mide yanmalarına karşı bitki çayı çok kısa sürede başarı sağlayabilir. Soğuk algınlıklarında, sırt veya romatizma ağrılarında bitki çayı elden geldiğince sıcak olarak içilmelidir. Bitki çayı böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar, iştahsızlığı giderir, gazları ve mide kramplarını, karaciğer düzensizliklerini, mide ve bağırsak kanalı iltihaplarını iyileştirmeye yardım eder ve bağırsak beze çalışmalarını düzenleyerek, dışkılamayı kolaylaştırır. Kan dolaşımına ve damar kramplarına karşı çok etkili olduğu için bitki çayını koroner yetmezliğinde de önerilebilir. Rahatsız edici vajinal kaşıntılar, bitkinin kaynama suyu ile yapılan yıkama ve oturma banyoları sayesinde yok olabilirler. Civanperçemi çiçeklerinden, basura karşı etkili bir merhem hazırlanabilir. (Referans1: M.Treben)

UYARILAR:

Civanperçeminin gebelik süresince kullanılmaması tavsiye edilir. Bazı duyarlı kişilerde alerjik tepkilere yol açabilir. Başkaca bilinen bir yan etkisi yoktur.

Şifanın bilinçli adresi: www.herbalistatabay.com

Kaynak: 50mucize bitki

Biberiye.


Biberiye-Rosmarinus officinalis

Biberiyeyi turşusu yapılan küçük boy biberler olarak bilirdim. Acı olduğu halde bıraktığı izlenim hoş oluyordu. Bir bitki olarak da iştah açıcı, kan dolaşımını hızlandırıcı, mikrop öldürücü özellikleri de çok önemli


Bu bitkinin Latince adı, Rosmarinus officinalis’dir ve deniz nemi anlamına gelir. Çünkü biberiye genellikle deniz kıyısında yetişir. Biberiye, antik Romalılar tarafından tütsü olarak kullanılırdı ve bir efsaneye göre Hz. İsa bebekken bir biberiye çalılığının altında korunmuştur.

Romalılıar biberiyeyi defin törenlerinde kullanmayı orta çağa kadar sürdürmüşlerdir. Örf ve adetleri gereği cenaze törenlerinde biberiye dallarını tabutun üstüne koyarlardı. Biberiye yağının iltihaplı hastalıkları tedavi ettiğini zannederlerdi. Bir biberiye filizi düğme iliğine konulursa iyi şans getirdiği ve hafızayı güçlendirdiği söylenir.

Biberiye çiçeklerinin neden mavi olduğuna dair efsanevi ve güzel bir hikayesi vardır. Mısır’da kutsal bir ailenin bezgin kızı olan Mary pelerinini biberiyenin beyaz çiçekleri üzerine örtmüş. Mary’nin peleriniyle çiçekler mucizevi olarak değişerek mavi renkte olmuş. Biberiyenin İspanyolca adı romero ya da hacıların bitkisidir. Nebati olarak beyaz çiçek türleri vardır fakat gölgede mavi çiçektirler.


Biberiye çeşitli durumlarda kullanılabilir :

Evde kullanımı : Taze dallı biberiyeyi bir odanın serin bir yerde saklayın. 2 bardak suda bir avuç dolusu biberiyeyi 10 dakika kaynatın. Banyo ve mutfak temizleyicisi olarak mikrop öldürücü bir solüsyondur.

Dekoratif olarak kullanımı : Biberiye dallarının güzel kokulu bir gövdesi vardır. Halkalar halinde örülüp çelenk olarak süslenir.

Yemeklik olarak kullanımı : Çiçeklerini, kristalize etmek ve süslemek için salataya karıştırılabilirsiniz. Meyve püresine 450 gr şekeri krema ile karıştırıp biberiyeyi ekleyin. Yaprakları idareli bir şekilde katılarak ekmeği de içeren ve fasulye ya da kek olarak da geniş bir yiyecek alanında kullanılabilir. Biberiyeyi pişmiş patateslere lezzet vermek ve yağını da sebzelere tat vermek için kullanın.

Pratik olarak kullanımı : Yaprakları soyulduğunda, barbeküye güzel bir koku vermek için biberiye dalları ateşte yakılır.

İlaç olarak kullanımı : Kan dolaşımını hareketlendirir, ağrıları dindirir ve tatbiki olarak kan yapar. Yağın sindirimine yardımcı olur. Eklem ve romatizma ağrılarına iyi gelir. Gargara yapılarak kullanıldığında mikropları öldürücüdür.

SERİN HAVALARDA

Yorgunluk, depresyon ve güçsüzlük için idealdir. Serin havalarda, kan dolaşımını güçlendirir, sindirimi hareketlendirir, üşütme, nezle, soğuk algınlığı belirtileri ve romatizmaya karşın iyi bir tedavi edicidir. Buz torbası ya da ılık havlulara nazaran, baş ağrıları için çok daha fazla yararlıdır. Mahsul, yıl boyunca taze kalır. tentür ya da demlenerek alınır.

BİBERİYE YAPRAĞI

Biberiye, eklem ağrısı, kas ağrısı, iştah kaybı gibi küçük sindirim problemleri, hafif bulantı ve mide gazı tedavilerinde kullanılır. Biberiye yaprakları, çeşitli maddeler içerir. Bakteri öldürücüdür, sindirimi kolaylaştırır ve bağırsak bölgesini rahatlatır. Dahilen tentür ya da çay gibi, içecek olarak alınır. Biberiye yaprakları, sıkılarak uygulanabilir veya sıcak su içine bırakılarak ıslatılabilir ve yapraklar bükülerek de kullanılabilir.

BİBERİYE YAĞI

Biberiye yağı cilde uygulandığında, cilt yüzeyindeki kan akışını arttırır

Dozaj kullanımı tavsiyesi

Çay

Sindirim problemleri için, bir çay kaşığı kurutulmuş biberiye yaprağı 1 fincan suda 10 dakika kaynatılıp demlenir. Yemeklerden önce bir fincan; günde 3 fincan kadar içilir.

Yağ/Krem

Eklem ya da kas ağrıları için zaruri olarak yağından az bir damla sürülür veya standardize olarak içeriğindeki kreminin yüzde 6 – 10’ u kadar rahatsız olan bölgeye günde 4 kez ovalayarak sürülür.

Sıvı haldeki özü

Günde 3 kez yemeklerden önce yarım çay kaşığı ya da paketinin üzerindeki talimata uygun olarak alınır.

Tentürler

Günde 3 defa yemeklerden önce bir çay kaşığı kadar alınır ya da paketinin üzerindeki talimata uygun olarak kullanılır.

Tenkit ve uyarılar : Biberiye yağını dahilen KULLANMAYINIZ. Biberiye yaprakları çocuklarda ishale neden olabilir. Orta dereceli şeker hastaları biberiye yağı haricindekileri korkusuzca kullanabilir; yağı ciltte kaşıntı yapabilir.

*50 mucize bitki